Artemis, Akdeniz çevresinde bin yıllarca tutunmuş bir tanrıçaya belli bir süre içinde ve belli bir bölgede verilen addır. Kaynağı Orta Anadolu'da bulunduğu en son arkeoloji kazılarından kesinlikle anlaşılan ve genel olarak Ana Tanrıça diye tanımlanabilen bu tanrısal varlık Yunan din ve efsanelerinde Artemis adıyla anılır. Bu tanrıçanın kültü Anadolu'dan Mezopotamya'ya, Suriye, Lübnan ve Filistin yoluyla Mısır'a ve Ege adalarıyla Girit'e kadar bütün Akdeniz kıyılarını kapladığı gibi, Yunanistan ve İtalya'ya da yayılmış, ayrıca kuzeyde İskandinav ülkelerine dek sokularak iz bırakmıştır. Toprak ve bereketi simgeleyen bu tanrıçaya her çağ ve her bölgede başka başka adlarla ve ayrı ayrı biçimlerde tapınıldığı, bütün bu değişik ad ve biçimlerin ardında hep aynı görüş ve inanç özüne rastlandığı artık yadsınmaz bir gerçek olmuştur. Ne var ki isim ve biçim bolluğu tanrıçanın geçirdiği evreyi izlemeyi güçleştirmekte, bu karmaşık varlığı bir bütün olarak görüp incelemeyi bilimin daha iyice çözümleyemediği bir sorun haline getirmektedir. Çatalhöyük ve Hacılar kazılarında elde edilen bulgular ise Ana Tanrıçanın gelişmesinde başlangıç noktasını İsa'dan önce 6100 yıllarına kadar indirmekle bu evreye ışık tutmakta ve daha sonraki aşamaların belli bir açıdan incelenmesini kolaylaştırmaktadır. Efes'te bulunan Artemis heykelleri de Anadolu'nun Yunanla ilgili çağlarında bu tanrıçanın aldığı biçimi ortaya sermekle erken taş çağında başlayıp Roma imparatorluğunun putperestlikten Hıristiyanlığa geçişine kadar olan sürede tutarlı bir gelişmeyi izlemek olanağını vermektedir. Adı ne olursa olsun toprak ve bereket tanrıçası ancak uzun ve yaygın bir gelişme süreci içindeki aşamaların sayım ve dökümünü Ana Tanrıçanın Anadolu'daki başlıca simgesi olan Kybele'ye ayırdığımız bölüme bırakarak, burada yalnız Artemis'i tanıtma çabasına girişelim. Yunan kaynaklarında adına rastlanan Artemis de zaman ve mekân içinde bir gelişmenin ürünüdür. Homeros metinlerinde sözü geçen Artemis'ten Latin yazınındaki Diana'ya varmak için nice nice değişimlere uğramıştır bu tanrısal figür. Bunları özetlemek için yazılı kaynaklardan, Efes'li Artemis'i tanımlamak için de Selçuk müzesinde gözümüzle görmek mutluluğuna eriştiğimiz eşsiz heykellerden faydalanacağız. Ana Tanrıçanın gerek Kybele, gerekse Artemis adıyla tam anlamına varmak bugüne bugün pek az bilginin başarabildiği bir iştir. Bu işte öncülük, bizim tarih ve din tarihi bilginimiz Halikarnas Balıkçısı'ndadır. Aşağıdaki inceleme, onun bulgularının, tanımlarının ve şaşırtıcı bir kavrama ve bağlantı kurma gücüyle aydınlatıp canlandırdığı gerçeklerin bir derlemesi sayılabilir.
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Sf. 52Copied