Demir Çağı boyunca Babil krallığının kuzeydeki Asurlarla çalkantılı bir ilişkisi oldu. Kent semharib tarafından MÖ 689’da yıkıldı, ama oğlu Asurahiddina (saltanatı MÖ 680-669) tarafından büyük oranda tekrar inşa edildi. MÖ 612’de Asur devleti yıkıldığında, Muzaffer Medler gözlerini kuzeye çevirerek Babil’i Orta ve Güney Mezopotamya’nın hakimi durumunda bıraktılar. Nabopolassar ve Nebukatnezar (saltanatı MÖ 604-562) adlı krallar yönetiminde Yeni Babiller, kentlerini tekrar inşa ederken tapınaklara özel bir ağırlık verdiler; ticaret şebekelerini tekrar canlandırdılar ve refahlarını tehdit eden komşu devletlerle savaştılar. Başkentleri Babil siyasal, kültürel, düşünsel ve dini bir merkez haline geldi.
Daha sonraki hükümdarlar zayıftı. MÖ 556’da tahta çıkan meraklı, İlginç entellektüel Nabunaid’in, büyüyen Pers İmparatorluğu’nun dinamik kralı Büyük Kyros’un çağdaşı olmak gibi bir talihsizliği vardı. MÖ 539’a gelindiğinde Babil’i kuzey ve doğudan saran Persler Ege’den Afganistan’a uzanan geniş bir bölgeye egemendiler. Persler Babil’e saldırdıklarında, Nabunaid’in oğlu Belşazar yönetimindeki Babil güçleri dağıldı ve Persler bu büyük kenti savaşmadan ele geçirdiler. Antik Mezopotamya’nın bağımsız devletlerinin sonuncusu da böylece ortadan kalkmış oldu.
https://arkeo284.wordpress.com/2017/02/19/babil-kenti/Copied