Myoparo

Calamus

Roma'da deri üzerine yazı yazmakta kullanılan kamış kalem. En kaliteli kalemlik kamışların Knidos ve Mısır'da yetiştirildiği antik yazarlar tarafından belirtilmiştir. Kamışlar kuruduktan sonra bıçak ile şekillendirilir, ucu günümüz dolmakalemleri gibi ayrıktır.

archaeologsTurkishTools

Calamus

A reed or cane used by early writers, especially as an implement for scribes working on clay. Calami were usually made from reeds in Mesopotamia, but also from wood, and the point was sharpened to form a triangle. The pressure of the calamus on the clay produced the cuneiform script. Pressing lig...

archaeologsEnglishTools

Calamus

Obsidian Hydration Dating

A method of dating artefacts of Obsidian. PrinciplesSurface layers of obsidian artefacts undergo a gradual chemical change as a result of the inward diffusion of water. This 'hydration' commences as soon as the artefact is made and has surfaces exposed to the atmosphere. If the rate of hydration...

archaeologsEnglishTools

Obsidian Hydration Dating

Pelike

Su, yağ ve şarap depolamada kullanılan kap türlerinden biri. Amfora benzeri geniş ağızlı, iki düşey ilmek kulplu ve alçak ayaklı olan pelikenin amphoradan farkı, boyunsuz olmasıdır. Yüksekliği 10-60 cm arasında örnekleri bulunan pelikede boyun bölümü, armut biçimli gövdenin uzantısı olarak biçiml...

archaeologsTurkishAncient Pottery, Tools

Pelike

In Greek antiquity, a large wine container with two vertical handles -- a type of amphora where the greatest diameter was below mid-point. It was probably used at a symposium.

archaeologsEnglishAncient Pottery, Tools

Pelike

Kylix

Şarap içmek içirı kullanılan kap türlerinden biri. Farklı tipleri olan kylikslerin temel özelliği alçak ve yayvan gövdenin bir ayaküstüne oturması ve yukarı doğru kıvrılan iki ilmek kulpu bulunmasıdır. Alçak ayaklı olanlar ayaksız kyliks olarak anılır. Miken döneminden Klasik Dönemin sonuna değin...

archaeologsTurkishAncient Pottery, Tools

Kylix

A Greek stemmed drinking cup or chalice, usually made of clay or metal. The term was originally used for a cup of any form, but modem scholars restrict it to shallow twohanded stemmed forms. This wide-bowled drinking cup with horizontal handles was one of the most popular pottery forms from Mycen...

archaeologsEnglishAncient Pottery, Tools

Kylix

[Greek 'cup'; cf chalice]. An ancient Greek drinking vessel. The term was originally used for a cup of any form, but modern scholars restrict it to shallow two-handed stemmed forms.

archaeologsEnglishAncient Pottery, Tools

Kylix

Tripod

Bir kabı yüzeyin üzerinde yükseltmek için kullanılan üç ayaklı destek seti.

archaeologsTurkishTools

Tripod

A set of three leglike or knoblike supports attached to the base of a vessel to raise it above the surface.

archaeologsEnglishTools

Tripod

Sistrum

Genellikle at nalı biçiminde bükülmüş metal ya da ahşap yassı bir çubuk üstüne yine metal çubuklarla takılmış zilleri bulunan saplı bir dini çalgı. Sapından tutulup sallandığında ya da metal bir çubukla üzerine vurulduğunda gürültülü, şangırtılı sesler çıkaran bu çalgıyı Mısır'da rahiplerin Tanrı...

archaeologsTurkishTools, Others

Sistrum

Ancient Egyptian percussion instrument, a rattle consisting of a wood, metal, or clay frame set loosely with crossbars (often hung with jingles that sound when the instrument is shaken). A handle is attached to the frame. It was sacred to Hathor and used in ceremonial worship of Isis and at funer...

archaeologsEnglishTools, Others

Sistrum

Rhyton

A Greek vessel of earthenware, metal, or stone, and sometimes in the form of an animal head. It was a deep vessel with a single handle intended for the pouring of libations or liquid offerings to the gods and spirits ofthe dead. The mouth at the upper end is often balanced by a hole at the lower ...

archaeologsEnglishTools, Sacred Ceremonies

Rhyton

Törenlerde içki sunmak ya da tanrılara sıvı sunu (libasyon) yapmak amacıyla kullanılan hayvan biçimli özel kap. Minos ve Miken uygarlıklarında kurban törenlerinde kullanıldıkları ya da libasyon kabı oldukları sanılmaktadır. Şarap kabı olarak kullanıldıkları Yunan ve Roma dönemlerinde genellikle k...

archaeologsTurkishTools, Sacred Ceremonies

Rhyton

Klepsydra

Yunan uygarlığında kullanılan su saati. Atina mahkemelerinde konuşma yapan kişilerin konuşma sürelerini belirlemek gibi amaçlarla kullanılmıştır. Güneş saatinin olmadığı durumlarda ya da güneş olmadığı zaman dilimlerinde de kullanılmış olabilirler.

archaeologsTurkishTools, Artifacts

Klepsydra

The water clock, or klepsydra, probably developed in response to the shortcomings of the sundial, namely the inability of the sundial to work when there was no sun and to maintain a constant division of time.

archaeologsEnglishTools, Artifacts

Klepsydra

Armilla

Yunan ve Roma'da erkekler ve kadınlar için gümüşten ya da altından yapılan ve genel olarak, bilek, kol veya ayak bileği üzerine takılan bileziklerdir.

archaeologsTurkishTools

Armilla

The Roman term for the ornaments of the hand and arm. The former were generally called by the Greeks pseillon, the latter peribrachionicon; and both kinds ophis, when they were shaped like serpents, or were fastened by the heads of those animals. The term ophis completely describes the armlets of...

archaeologsEnglishTools

Armilla

Armilla. In general, any circlet of gold or silver which forms a bracelet for men or women, whether worn on the wrist, arm, or ankle. Bracelets worn by men often consisted of three or four massive bands of bronze, silver, or gold, and thus covered a considerable portion of the arm. Bracelets were...

archaeologsEnglishTools

Armilla

Flake

The removal of a flake from a block of raw material is the basis of flint, and other stone, technology. Flakes vary greatly in shape and size, according to the technique used to remove them. They are generally used as blanks for the manufacture of tools, which is done by the removal of further sm...

archaeologsEnglishTools

Flake

Speculum

Antik dönemde kullanılan ayna. Çoğunlukla beyaz bir metal kullanılarak yapılırdı. Bu metaller bakır-kalay karışımı veya gümüştür. Parlak bir yansıma sağlaması için yüzeyi oldukça iyi cilalanırdı ve arka kısımları güzel işlemeler ile bezenirdi.

archaeologsTurkishTools

Speculum

The mirror of the ancients was made either of a white metal, (a mixture of copper and tin), or else of silver. In order that it might give a bright reflection its surface was highly polished. Its back was often decorated with incised designs of great beauty, and mirrors form an important class of...

archaeologsEnglishTools

Speculum

Cisium

A light open vehicle of Gallic origin, had two wheels and room for two persons. It also has a box or case beneath the seat, where small baggage can be carried in. Two or three horses or mules were used to draw this and because of the lightness of this carriage this is especially suitable for rapi...

archaeologsEnglishTools

Cisium

Roma'da üzeri açık, iki kişilik ve iki tekerlekli, uzun mesafeli yolculuklarda kullanılan, hızlı at arabası. Cicero doksan kilometrelik yolun bu araba ile on saatte gidildiğini yazmıştır.

archaeologsTurkishTools

Cisium

Urceus

Dini törenlerde kullanılan toprak sürahi; Roma sikkeleri üzerinde betimlemeleri görülür.

archaeologsTurkishAncient Pottery, Tools

Urceus

An earthenware pitcher used in religious ceremonies; represented on coins in the form of a modern ewer.

archaeologsEnglishAncient Pottery, Tools

Urceus

A name given to ancient vases which have handles.

archaeologsEnglishAncient Pottery, Tools

Urceus

Thronos

The most popular Ancient Greek furniture is probably the throne or thronos. The modern word ‘throne’ is derived from the ancient Greek thronos, meaning a seat designed for individuals of high status or honor. In art, the throne chair was depicted as the seat of gods, goddesses, and royalty. Only ...

archaeologsEnglishTools

Thronos

Yunanlar tarafından kullanılan büyük, süslemeli, kare şeklinde, zarif ve kıvrımlı ayakları olan, yüksek oymalı arkalığa sahip koltuk. Muhtemelen sadece yüksek rütbeli kişiler tarafından kullanmış koltuklardır. Yunan sanatında sıkça tanrılar ve tanrıçaların otururken kullandığı koltuk olarak tasvi...

archaeologsTurkishTools

Thronos

Toga

Geleneksel Roma yurtdaşları giysisi. Bu giysi büyük yarım daire şeklinde, yünlü dokumadan yapılmış ve bu nedenle de ağır bir giysiydi. Önce sol omuzdan aşağıya dökülür, sağ kolun altından dolaşır ve sonra arkadan sol omzun üstüne çıkardı. Rütbe belirtilen renkli şeritler kullanılırdı. Mor ve benz...

archaeologsTurkishTools

Toga

The characteristic dress of the Roman citizen. It underwent many changes of form, and, not being a rigid garment, was capable of an infinite variety of folds. But generally it was an oblong piece of cloth, which enveloped the body. One end of it was then brought from behind under the right arm, p...

archaeologsEnglishTools

Toga

Calceus

Roma'da sokağa çıkıldığında giyilen, bütün ayağı örten, sırımlarla bağlanan kundura.

archaeologsTurkishTools

Calceus

The Roman term for a shoe or boot. It was a complete protection for the foot and so differed from the sandal. Different kinds of calcei designated difference of rank. The senators of Rome, for instance, wore one of a peculiar pattern, while in the time of the Empire calcei were frequently made of...

archaeologsEnglishTools

Calceus