Serdab

Mısır mimarisinde, Eski Krallık dönemine (MÖ 2686-2181) ait bazı mastabalarda bulunan, ilk kez Djoser döneminde ortaya çıkan ve Menkaure’un hükümdarlığından sonra Giza ve Sakkara nekropollerinde yaygınlaşan bir odadır. Bir mezar şapeli ya da gömü ku...

archaeologsTurkishArchitectural

Tambo

İnka yol sisteminde bir konaklama noktasıydı; bu noktalar, bir günlük yolculuk mesafesi aralıklarla yerleştirilmişti ve ambarlar ile dinlenme evlerini içerirdi. Daha ayrıntılı ve büyük konaklama noktaları ise 4-5 günlük yolculuk mesafesiyle yerleştirilirdi. Her tambo'da, imparatorluk genelinde ha...

archaeologsTurkishArchitectural

Opus Siliceum

Opus Siliceum is a masonry technique used in ancient Roman and Italian architecture, in which large stone blocks were assembled without mortar. This technique was particularly preferred for early fortifications, temples, and other monumental structures. The blocks were usually carefully hewn and ...

archaeologsEnglishArchitectural

Opus Siliceum

Opus Siliceum, antik Roma ve İtalyan mimarisinde kullanılan, büyük taş bloklardan harçsız olarak inşa edilen bir duvar örgü tekniğidir. Bu teknik özellikle erken dönem surlar, tapınaklar ve diğer anıtsal yapılar için tercih edilmiştir. Bloklar genellikl...

archaeologsTurkishArchitectural

Opus Siliceum

Diazoma

A horizontal passage or walkway within an ancient Greek theater that divides the seating area into distinct sections, typically separating the lower (klima) from the upper (kerkides) tiers of seats. This architectural element facilitated access and egress for theater-goers, as well as providing a...

archaeologsEnglishArchitectural

Diazoma

Parados

Tiyatroda oyuncuların orkestraya ulaşmak veya oradan ayrılmak için kullandıkları giriş veya çıkış; koltuklar ile skene arasındaki alan.

archaeologsTurkishArchitectural, Theaters

Murus Gallicus

La Tène Demir Çağı'nda Avrupa'da kullanılan bir tür sur; Julius Caesar tarafından Avaricum'un (Bourges) Kelt oppidumunun savunmasını tanımlamak için ortaya atılmıştır. Surlar, yatay ahşap bağlama ile toprak ve taştan yapılmış ve demir çivilerle bir arada tutulmuştur. Kirişlerin arasındaki boşlukl...

archaeologsTurkishArchitectural

Oculus

Roma'daki Pantheon'da olduğu gibi kubbenin tepesindeki merkezi açıklık. Bu terim aynı zamanda oeil-de-boeuf penceresi gibi dairesel veya oval şekilli küçük bir pencere için de kullanılır. Üçüncü bir anlam, İspanyol sembolü keramikte olduğu gibi, çift daire veya spirallerden oluşan, gözü simgeleye...

archaeologsTurkishAncient Pottery, Architectural

Opus Vittatum

Opus vittatum, aynı zamanda opus listatum olarak da bilinen, MÖ 4. yüzyıl civarında kullanılmaya başlanan bir Roma duvar örme yöntemidir. Bu yöntemde, yatayda sıralanmış düz, dikdörtgen taşlar (tüf) ile tuğalardan oluşan katmanlar dönüşümlü olarak kullanılır.

archaeologsTurkishArchitectural

Opus Vittatum

Opus vittatum, also known as opus listatum, is a Roman wall-building method invented around the 4th century AD. It involves creating horizontal layers of flat, rectangular stones (tuff) alternating with brick courses.

archaeologsEnglishArchitectural

Opus Vittatum

Mastaba

Arapça 'tezgah' anlamına gelen kelime, 1. ve 2. Hanedanlığın kraliyet mezarları da dahil olmak üzere, çoğunlukla Arkaik Dönem ve Eski Krallık'a ait Mısır mezarlarının kerpiç üst yapısı. Düz çatılı ve yeraltı mezar odasının şaftını çevreleyen ...

archaeologsTurkishArchitectural, Tombs

Opus Latericium

Opus latericium, opus caementicium'un bir çekirdeğini kaplamak için sıralı tuğlaların kullanıldığı bir Roma inşaat şeklidir. İmparatorluk döneminde baskın duvar inşaatı biçimiydi.

archaeologsTurkishArchitectural

Opus Latericium

Opus latericium is a Roman form of construction in which course-laid brickwork is used to face a core of opus caementicium. It was the dominant form of wall construction in the imperial era.

archaeologsEnglishArchitectural

Opus Latericium

Latrine

Bu, kelimenin en yaygın anlamıdır. Bir latrina, tipik olarak insan atıklarının bertaraf edilmesi için kullanılan zeminde bir çukurudur. Etrafında bir yapı olup olmadığı değişebilir ve genellikle düzgün bir kanalizasyon sistemine erişimin olmadığı yerlerde kullanılır. Ge&cc...

archaeologsTurkishArchitectural

Latrine

A very basic toilet facility: This is the most common meaning of the word. A latrine is typically a hole in the ground that is used for human waste disposal. It may or may not have a structure built around it, and it is often used in areas where there is no access to a proper sewer system. A his...

archaeologsEnglishArchitectural

Latrine

Kheker Frieze

Kheker frizi, MÖ 2686-2613 yılları arasında 3. Hanedan'dan beri Eski Mısır mimarisinde yaygın olarak görülen dekoratif bir motiftir. Oyulmuş veya boyanmış frizlerde, binaların üst kenarları boyunca dizili düğümlerden oluşur.

archaeologsTurkishArchitectural

Adyton

Το "Adyton" είναι μια λέξη που προέρχεται από την αρχαία ελληνική γλώ&s...

archaeologsGreekArchitectural

Adyton

"Adyton," Yunanca kökenli bir kelime olup, genellikle antik Yunan ve Roma tapınaklarında bulunan, kutsal veya gizli kabul edilen bölgeleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Adytonlar, dini ritüellerin gerçekleştirildiği ve yalnızca rahiplerin veya belirli inisiye kişilerin erişebildiği al...

archaeologsTurkishArchitectural

Adyton

In ancient Greek architecture, an adyton (or adytum) refers to the innermost sanctum or the most sacred area of a temple or shrine. It was a restricted space typically reserved for priests or priestesses and was often considered the dwelling place of the deity to whom the temple was dedicated.

archaeologsEnglishArchitectural

Adyton

Library of Pergamon

MÖ 197-159 civarında Bergama'nın hükümdarları büyük bir kütüphane kurdular. Bunun İskenderiye Kütüphanesi ile rekabet halinde mi olduğu yoksa sadece değerli bağımsız bir çaba mı olduğu spekülasyon konusu olmaya devam ediyor. Bu proje ve bu amaçla inşa edilen devasa yapılar, Kral II. Eumenes'in hü...

archaeologsTurkishPlace Names, Architectural

Beehive Tomb

Miken uygarlığının mimari yapılarından biri olan tholos mezarı, kesilmiş ve cilalanmış konglomerat taş bloklarının birbirine geçmesiyle oluşturulmuş, sivri kubbeli bir yapıdır. Genellikle bir giriş yolu ve büyük bir kapısı vardır. Bronz Çağı'nın zengin ve asil kişileri, ba...

archaeologsTurkishArchitectural, Tombs

Opus Reticulatum

Bir Roma inşaat tekniği olan opus reticulatum, beton bir çekirdek üzerine yerleştirilen bloklardan oluşur. Blokların kenarları çaprazlama yerleştirilir ve çapraz bir desen oluşturur. Vitruvius tarafından M.Ö. 30 civarında kullanılan bir teknik terimdir ve sıkç...

archaeologsTurkishArchitectural

Protome

İnsan veya hayvan başı şeklinde dekoratif motif.

archaeologsTurkishArtifacts, Architectural, Ancient Pottery

Vomitorium

Bir Roma tiyatrosunun veya amfitiyatrosunun caveasına giden yol.

archaeologsTurkishArchitectural, Theaters

Cubiculum

Roma mimarisinde, bir evin yatak odası. Terim ayrıca ölülerin ayinleri için kullanılan bir yer altı mezarındaki bir odaya da atıfta bulunur.

archaeologsTurkishArchitectural

Frieze

Bir tapınağın üst taş işçiliğini süsleyen uzun bir kabartma heykel şeridi olarak dekoratif bir bant veya özellik. Dor düzeninde triglif ve metoplarla ya da İon düzeninde mimaride heykel ya da dentillerle bezenmiş epistil üzerindeki bölgedir. Bir duvar vey...

archaeologsTurkishArchitectural

Portico

Yunan ve Roma mimarisinde, bir binanın kolonlu sundurması, eklentisi veya girişi, örneğin bir palestra gibi. Ayrıca düzenli aralıklarla sütunlarla desteklenen bir çatılı yürüyüş yolu da olabilirdi. Portikolar antik Yunan tapınaklarına girişleri oluşturuyordu....

archaeologsTurkishArchitectural

Reticulated Work

Mimarlıkta, antik Roma betonu veya harçlı moloz duvarlarda kullanılan bir yüzey kaplama türüdür. Geç Roma Cumhuriyeti döneminde ortaya çıktı ve en erken yüzey kaplama türü olan düzensiz bir mozaik desen olan "opus incertum"dan sonr...

archaeologsTurkishArchitectural

Sima

Antik Yunan mimarlığında,yapının çatı saçağı boyunca uzanan, yağmur oluğu işlevindeki çatı pervazı.

archaeologsTurkishArchitectural

Bothros

Depolama veya çöp atmak için kullanılan çukur.

archaeologsTurkishArchitectural

Architrave

Architrave ist ein architektonisches Element, das ein Gebäude oder eine andere Struktur umrahmt. Es ist ein horizontaler, tragender Teil, der normalerweise über den Säulen oder Pfeilern angebracht ist. Es wird häufig als ein Teil der Ordnungen der klassischen Architektur verwe...

archaeologsGermanArchitectural

Architrave

Arşitrav, sütun ve dikmelerin üzerinde yer alan mimari düzenin bir parçasıdır. Genellikle sütunların üzerine yatay olarak yerleştirilmiş bir taş veya ahşap bloktan yapılır. Arşitrav genellikle oymalar ve dekoratif tasarımlarla bezenmiştir. Yapının geri kalanını des...

archaeologsTurkishArchitectural

Great Wall Of China

Die Große Mauer von China ist eine antike chinesische Befestigungsanlage, die als eines der größten Bauwerke der Welt gilt. Sie wurde zwischen dem 7. und dem 6. Jahrhundert v. Chr. erbaut und erstreckt sich über eine Länge von mehr als 21.000 Kilometern. Die Mauer wurde...

archaeologsGermanArchitectural, Place Names

Cartouche

Mısır hiyerogliflerinde kraliyet veya ilahi adları veya unvanları temsil eden karakterleri içine alan oval veya dikdörtgen şekillere verilen ad. Terim ayrıca eski Mısır'da kişinin adının (yani kimliğinin) kaybına karşı bir koruma olarak giyilen benzer tasarıma sahip muska için de kullanılır. Mima...

archaeologsTurkishArchitectural

Temple Of Amphiaraos Oropos

The Temple of Amphiaraos in Oropos, Greece, was an ancient healing sanctuary dedicated to the god Amphiaraos. Amphiaraos was a hero in Greek mythology who was said to have the power to cure the sick and help with other ailments through prophecy and oracular prophecy. The temple was located in ...

archaeologsEnglishAncient Cities, Architectural, Place Names

Labraunda Andron A Idrieus' Andron

To the left of the Oikoi Building, to the south, stands the second banqueting hall (the so-called Andron A), presumably built by Idrieus (351-344 BC). This is the most well-preserved building at the site, with its southern wall standing to a height of 7.9 meters above the level of the foundation...

archaeologsEnglishArchitectural, Place Names

Labraunda Andron A Idrieus' Andron

Oikoi Binasının solunda, yani güney tarafta, Andron A dediğimiz ve İdrieus (hd. MÖ 351–344) tarafından inşa edildiğini düşündüğümüz ikinci ziyafet yapısı yer alır. Ören yerindeki en iyi korunmuş durumdaki bu yapının güney duvarı, pronaos temelinin seviyesinden 7.90 metre yükseğe kadar ayaktadır. ...

archaeologsTurkishArchitectural, Place Names

Paraskenia

Bir Yunan tiyatrosunda, sütunlarla süslü bir yapıya dönüşen skenenin yan kanatları, giriş ve çıkışlar için kullanılır.

archaeologsTurkishArchitectural

Palafitta

İtalya'da ülkenin kuzey kesimindeki köylerde yer alan yığın evlerin adı. Göl kenarındaki bu köylerin çoğu Neolitik döneme ve Tunç Çağı'nın erken dönemlerine aittir. Daha sonra su seviyelerinde meydana gelen değişiklikler bu köylerin çoğunun sular altında kalmasına neden olmuştur.

archaeologsTurkishArchitectural

Tripartite

Ubeyd evlerinde ve erken Mezopotamya tapınaklarında kullanılan mimari plan, uzun bir merkezi oda ile çevrilidir ve daha küçük odaları bulunur.

archaeologsTurkishArchitectural

Cloister

Bir Roma evinin atriyumu gibi, üstü kapalı yürüyüş yollarıyla çevrili bir tür avlu veya dörtgen. Genellikle bir tarafı kiliseyle sınırlanan manastırlara bağlanırlar; ayrıca katedral kiliselerine veya kolejlere bağlıdırlar. Duvarlar genellikle fresklerle ve bir çeşme veya ağaçlar içeren avlu ile s...

archaeologsTurkishArchitectural

Impluvium

Roma mimarisinde, çatıdaki bir açıklığın (compluvium) altında atriyumda bulunan, yağmur suyunu toplamak için bir sarnıç veya tank.

archaeologsTurkishArchitectural

Stibadium

The stibadium (plural: stibadia) is a later form of the Roman lectus triclinaris, the reclining seat used by diners in the triclinium. Originally, the lecti were arranged in a group of three in a semi-circle. The stibadium was a single semi-circular couch, fitting up to a dozen people, which repl...

archaeologsEnglishArchitectural, Tools

Stibadium

Stibadium, triclinium'da yemek yiyenler tarafından kullanılan yatar koltuk olan Roma lectus triclinaris'in daha sonraki bir şeklidir.

archaeologsTurkishArchitectural, Tools